CHP'de Eşbaşkanlık Dönemi

Eveeet, Kemal abi CHP Genel Başkanı oldu.
Kemal abi daha mazbatasını almadan Deniz Baykal bir açıklamayla gündeme oturdu; üstelik 70'lerden kalma bir heyecan fırtınasının estiği, herkesin iktidar koşusuna geç kalmamak için eşofmanlarını bile giyemeden sokağa atlatığı bir anda Kemal abi'nin rolünü kapıverdi. Akşam Kemal abi kanal kanal dolaşırken heryerde ona Baykal'ın açıklamalarını sordular. O'da evet sayın Baykal'ın söylediklerine katılıyorum demekle yatinmek zorunda kaldı.
Ertesi gün Kemal abi genel merkeze gelip Baykal'ın koltuğuna oturdu. Gazetelere poz verirken partili partisiz yandaşların fotoğraf karesine girebilmek için birbirini çiğniyordu.
Baykal arabasına atladığı gibi gazetecilerle Formula-1 antrenmanı yapıp TBMM'ne geldi. Muhalefet kulislerine girerken mikrofonlar hazırlanmış, basın açıklaması için kürsü teşkil edilmiş, kameralar birbirini ezerek yer kapmaya çalışıyordu.

Baykal bu mikrofonlara konuştu.
Baykal ne demek istedi; Kemal'cim genel başkan oldun ama lider hala benim.
Bu rol çalma işi daha da devam edecek mi?
Bence kesinlikle devam edecek.
Baykal milletvekili odasına bile razı değil. Ne istiyor? TBMM ana binadan özel oda...
Yani üst katta Kemal abi, Sav'ın kanatlarının altında ter dökerken bir alt katta Baykal keyfini sürecek.
Cumartesi günü Parti Meclisi toplanacak ve MYK seçimi yapılacak. Seçim yapılacak dediysek seçim-miş gibi yapılacak Önder Sav, Kemal abi'nin MYK listesini açıklayacak. Parti Meclisi üyeleri el kaldırıp indirecekler. Sonra yılda 2 defa yapılacak toplantılarda görüşmek üzere ayrılacaklar.
Bu Kılıç Kesmez!
Kemal abi, genel sekreter Önder Sav, geleceğin genel sekreteri Hakkı Süha Okay ve Sav'ın diğer ekibi tarafından kuşatılacak. Kemal abi, açılıştan açılışa, bir TV'den diğerine koşturadursun Önder Sav ona her karede eşlik edecek. Hakkı Süha örgüt üzerinde inceden çalışmaya başlayacaktır.
Bu ekip ve bu anlayışla Kılıçdaroğlu ne yapabilir? Yapacağı bir süre genel başkanlık koltuğuna oturmak olur. Bu durumda bu Kılıç kesmez... Bu tabloda keseceğini kimse beklemez...
Hatırlayın 1 Ekim 2007 tarihinde (yani bir önceki kurultaydan hemen önce) Oğuz Oyan, Parti Meclisinden ve MYK'dan istifa etti. İstifa ederken kameralara, "son 7 seçimden başarısızlıkla çıkan Baykal inandırıcılığını kaybetmiştir" dedi. TBMM'deki odasında arkadaşlarına konuşurken ise: "önümüzdeki günlerde önemli gelişmeler olacak ve Baykal aday olamayacak. Önder Sav beni destekliyor. Önder beyin talimatıyla istifa ettim" diyordu.
Şimdi bu açıklamaları alın bu kurultaya yerleştirin. Ne görüyorsunuz?
Daha cumartesine birkaç gün var. Ben Oğuz Oyan'ın gene MYK'da görev alacağını bekliyorum. Hem de Önder Sav'ın talimatıyla.
PM listesine bir bakarsanız daha önce Baykal'ın karşısına aday olarak çıkmış ya da çıkmaya kalkışmış kim varsa listede. Haluk Koç, Oğuz Oyan, Hurşit Güneş, Umut Oran. Bunları daha çok tartışacağız ama gelişmelere şöyle bakmak gerekiyor. CHP'de eşbaşkanlık dönemi başlamıştır. Partinin lideri Deniz Baykal, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
Oyun devam ediyor.
The opera ain't over until the fat lady sings" (yani, şişman kadın şarkı söylemeden opera bitmez)
Önder Sav asıl hareketi çekmedi. Tabii Baykal da...
İzleyelim...

Yorumlar

ubg dedi ki…
Yazar "Önder Sav asıl hareketi çekmedi" derken, ne demek istiyor acaba?
Bir bildiği mi yoksa hissettiği bir şeyler mi var?
Daha çekilecek hareket kaldı mı?
Yoksa genel başkanlığa kendi mi oturmayı planlıyor?
Ank dedi ki…
Şu andaki tablo tamamen "geçici" bir düzen üzerine kurulmuş. Geçicilik süresi ya referandum sonrası ya da seçimin hemen ertesi. Ama Kılıçdaroğlu'yla ikinci bir seçim yok.
Yeni düzende Önder Sav genel sekreter olarak yok.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şarap Likörü ve Bozcaada

Kurşun Kalem Fabrikası

İğde Ağacının Kokusu