Kayıtlar

Ekim, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hiçbiri Benim Burnumu Bile Sulandırmaz

Resim
Radikal Gazetesi yeni formatıyla arz-ı endam etmiş bulunuyor. Ben de hemen ilk gün alıp inceledim ve ilk kez Hıncal Uluç ile aynı şeyleri düşündüm: Bu iş olmamış... Bir kere hangi gazete de gördünüz "içindekiler" sayfası. Bu ancak dergilerde olur. Dergi tadında gazete yapmaya çalışılmış ama işin içine "haber" katmayınca tadı tuzu olmamış. Neyse bu pazar gazetenin ekinde, yani "Radikal İki" ekinde Vedat Türkali söyleşisi vardı. Baştan sona keyifli bir söyleşi olmuş. Fakat sonu öyle bitiyor ki, insan yılların deneyimini, tecrübesini sadece bir cümleyle anlayıveriyor. Ustaya sorulan soru şu: 1919 doğumlu olduğunuza göre cumhuriyet döneminin bütün siyasetçilerini yaşadınız. Sizce bütün başbakanlar arasında hangisi bir roman kahramanı olabilir? Yanıtı da bu: Hiçbiri benim roman kahramanım olmaz. Mesela Recep Tayyip Erdoğan için Orhan Pamuk demiş galiba, yazar olarak insanın ağzını sulandırıyor diye... Hiçbiri benim burnumu bile sulandırmaz. Bu ülkede ins

Kılıçdaroğlu ve Türkiye'nin Medya Sorunu

Bugün Milliyet gazetesinde yer alan bir habere göre CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başörtüsü ile ilgili sorulan bir soru üzerine kızıp: "Niçin Sayın Başbakan’a soru sorma cesaretini kimse gösteremiyor? Sayın Başbakan kral mı? Elinde silahla mı geziyor? Sayın Başbakan’ın korumalarından mı medya korkuyor? Bize gelince her türlü soru soruluyor. Ama ona gelince kimse soru soramıyor. Bu demokrasi değildir." şeklinde cevap vermiş. Bence çok da güzel söylemiş. Bu durum uzun zamandır dikkatimi çeken bir hal aldı zaten. Kılıçdaroğlu televizyonda bir programa katıldığı zaman, gazeteciler her türlü soruyu soruyorlar, hatta Kılıçdaroğlu'nun verdiği cevaptan memnun olmadıkları zaman, bunu dile getirip Kılıçdaroğlu'na yüklenmeye devam ediyorlar. Buna mukabil, Tayyip Erdoğan bir programa çıktığı zaman çok daha hafif sorular soruyorlar ve kesinlikle Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmaya çalışmıyorlar. En son Yiğit Bulut röportajında da gördük zaten. Hatta Erdoğan kendisine sorulan sorular

Türban Mevzunun Müzmin Kaybedeni: CHP

CHP'nin daha doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu'nun türban çıkışı son zamanlarda ülke gündemini en çok meşgul eden olaylardan biri. Kılıçdaroğlu türban çıkışı ile bir taşla iki kuş vurmaya niyetli bence. Birincisi ve asıl önemlisi bu sorunu çözen taraf olarak CHP'nin muhafazakar kesimle barışmasını sağlamak; ikincisi ise AKP'nin elinden türban kozunu almak. Fakat evdeki hesabın çarşıya uymaması misali, CHP liderinin kafasındaki planın işlemeyeceğini düşünüyorum. Daha da önemlisi CHP'nin türban konusunda hiç bir zaman kazanan olamayacağını inanıyorum. CHP'nin bu konuda müzmin kaybeden olmasının sebebi AKP'nin türbanla kurduğu ilişkiden kaynaklanmaktadır. CHP türbanın sadece üniversitelerde serbest olmasını, kamusal alana girmemesini savunuyor. Amma velakin AKP kamusal alanda da türban serbestisini istiyor. CHP bu konuda çok katı. Herkesin de bildiği gibi üniversitede türban konusu buzdağının görünen kısmı, herkesin eskiden çok fazla konuşmadığı, yeni yeni tartışılmay

Türkiye'de Kadın-Erkek Eşitliği Daha Doğrusu Eşitsizliği

Kadın-erkek eşitliği ile ilgili olarak Miliyet gazetesinde çıkan habere göre Türkiye dünyada 134 ülke arasında 126. olmuş. Yani kadınlarımızın çok fazla ezildiğini bir kere de Dünya Ekonomik Forumu teyid etmiş oluyor. Bu konuda Türkiye'nin yeterince çaba sarf etmediğini düşünüyorum. Utanılacak bir durumdayız. Fakat insanlara sorsanız Türkiye'nin en önemli sorunu nedir diye, kadın-erkek arasındaki eşitsizlik ilk ona bile giremez. Özellikle aile içinde başlayan kadın-erkek eşitsizliği sorununa mutlaka ama mutlaka ciddi anlamda eğilip bu kültürel kod gibi görünen durumu değiştirmeliyiz. Burada da görev çoğunlukla hükümete düşüyor. Hükümet toplumda farkındalık yaratarak bu konunun çözümünü gündeminin ilk sıralarına almalı. Mamafih, hükümete kadın dediğiniz zaman ağızlarından ilk dökülen kelime "türban" oluyor tam da bu noktada türban tartışmalarının maalesef kadın-erkek eşitsizliğine katkı yaptığını düşünüyorum. Türban sorunu bir çok yönden tartışılıyor fakat kadınların i

Gölge Kabine ve CHP

İngiltere'de İşçi Partisinin yeni başkanı Ed Miliband bugün gölge kabinesini açıkladı. Bu gölge kabine işi önceki yıllarda Türkiye'de konuşulmuştu ama benim hatırladığım kadarıyla sadece Baykal 2002 seçimleri sonrasında gölge kabine kurduklarını açıklamıştı. Onda da kimlerin yer aldığını kamuoyu öğrenememişti. Kısacası Baykal olayı ciddiye almamıştı. Bence gölge kabine çok güzel bir uygulama. Birden fazla yararı var; hem iktidarın yaptığı işleri çok daha etkili şekilde denetleme şansınız oluyor; hem de iktidara geldiğiniz zaman ülke meselelerine sıfırdan başlamıyorsunuz. Bizim ülkemizde neden gerçek anlamda uygulanmadı şimdiye kadar bilmiyorum ama CHP böyle bir yapılanmaya gitse bence çok güzel olur. CHP'nin yaptığı muhalefet Baykal döneminde sadece "istemezük" pozisyonunda değerlendiriliyordu. Kılıçdaroğlu bunu yıkmak için elinden geldiğince çözüm önerileri ortaya koyuyor. Tam bu noktada, gölge kabine Kılıçdaroğlu'nun elini çok rahatlatan bir gelişme olur. Çü

Türkiye'nin Fight Club Kahramanı : Hanefi Avcı

Hanefi Avcı'nın kitabı piyasaya çıktığında fırtınalar koparacak zannetmiştim. Gerçi uzun süre konuşuldu ama benim beklediğim etkinin onda birini ancak yaratmıştır. Çünkü kitaptaki iddialara göre Fethullah Gülen cemaati devlete istediği gibi yön verebiliyor, istediği insanları hapse attırabiliyor, yalan yanlış delillerle insanların hayatını karartabiliyor. Kısacası kitapta devletin adalet ve emniyet gibi iki temel yapıtaşının tamamen cemaatin eline geçtiği iddia ediliyor. Türkiye'nin çok güçlü bir devlet geleneği olduğundan övgüyle bahsedilir hep. Hanefi Avcı bu söylemi ters yüz eden açıklamalarda bulunuyor. Bulunuyor da ne oluyor? Bu kadar büyük bir iddianın araştırılması gerekirken araştırılanları hepimiz izliyoruz. Araştırmalar sonucunda, önce Hanefi Avcı'nın çapkınlığını öğrendik, sonra işkenceci olduğunu en sonunda da kendisini miliyetçi-muhafazakar olarak tanımlamasına rağmen esasında Devrimci Karargah örgütü gibi sol bir örgüt üyesi olduğunu. Brad Pitt'in başrolün

CHP'de Değişim Rüzgarları Sıkıntılı Esiyor

CHP'li üç kadın milletvekili (Canan Arıtman, Nur Serter, Necla Arat)Kemal Kılıçdaroğlu'nun üniversitelerde türban sorununu biz çözeriz açıklamalarına tepki vermişler. Aşağıda linki var. Ne yazık ki verdikleri tepki ile sınıfta kalmışlar. CHP'nin baş örtüsü sorununu çözme girişimine ne gerek var diyebiliyorlar. Ama esas önemlisi Canan Arıtman'ın parti meclisi yeni üyesi Enver Aysever'in söylediği "CHP milliyetçilikten uzaklaşmalı, andımız okunmamalı" görüşlerine verdiği tepki, CHP'de bazı şeyleri değiştirmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Canan Arıtman bu söylemi PKK'nın söylemi ile eş tutuyor. Nasıl bir bakış açısıdır bu anlayamıyorum. Çoktan yapılması gereken bir şeyi 2010 yılında söylediğiniz zaman bile bu kadar uç tepkiler alıyorsunuz. Allah CHP içindeki değişim yanlılarına yardım etsin. http://haber.gazetevatan.com/chpli-kadin-vekiller-tepkili-gereksiz-yere-turbana-dolandik/332793/1/Gundem

Bir Soru

Kafamı kurcalayan bir soru var, cevabını bir türlü bulamadım. Bilen varsa ve yardım ederse sevinirim. Soru şu: Kadınlar neden erkeklerden önce emekli olur? Herkesin bildiği gibi kadınların ortalama yaşam beklentisi erkeklerden yüksektir. Emeklilik de ortalama yaşam beklentileri dikkate alınarak hesaplandığı için, kadınlar daha fazla yaşamasına rağmen neden erkeklerden önce emekli olur?