Kayıtlar

Mart, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TRT'nin Yandaşlığı

TRT'nin hükümet yandaşlığı yapması artık haber değeri olmayan bir durum haline geldi gelmesine ama gene de bu kadar da olmaz dedirten durumlar olmuyor değil. Mesela bu sabah işe gitmeden önce TRT'de ki bir programda gazetelerden haberler okunuyordu. Sunucu önce gazetenin manşetini okuyor sonra da manşetin altındaki 3-4 satırlık haberi okuyordu. Ağırlığı yandaş basına verdiklerini söylemeye zaten gerek yok ama bir de Cumhuriyet'i okurken sadece manşeti hızlı bir biçimde okuyup geçti, manşetteki haberi okumadı bile. Yani Cumhuriyet'teki bir haberi 2-3 satırda olsa okumaya bile tahammüleri yok. Bu kadar da olmaz artık dedirten bir durum bence. Bilmiyorum hükümetin böyle bir talimatı mı var yoksa kraldan çok kralcılık mı yapıyorlar ama demokratik bir durum olmadığı kesin. AKP'nin çok demokrat olduğunu söyleyip duranlara duyurulur.

Demokrat! Başbakan

Anlı şanlı über demokrat başbakanımız BBC'ye verdiği röportajda Türkiye'de yaşayan 100 bin kaçak Ermeni olduğunu ve bunların sınır dışı edilebileceğini söylemiş. Bu son derede demokrat! tavrı için Başbakanımızı kutluyorum ama Başbakanımızın bu tavrını eksik buluyorum. Bence sadece kaçaklar yetmez Türk vatandaşı olan Ermenileri'de sınır dışı edelim de ülkece rahat bir nefes alalım. Böylece ülke olarak bütün sorunlarımızı çözmüş oluruz ve kısa sürede dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri oluruz! Ne diyelim böyle bir başbakana sahip olmak her ülkeye nasip olmaz!!! http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2010/03/100316_bbc_erdogan_intw_update.shtml

Financial Times ve Türkiye'de Muhalefet Sorunu

Bugün Financial Times'da çıkan bir yazının linkini veriyorum. Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama adamlar benimle neredeyse aynı düşünüyor diyebilirim. Türkiye'nin esas sorununu çok güzel bir şekilde analiz etmişler. http://www.milliyet.com.tr/ft-turkiye-nin-gercek-sorunu-muhalefet-/dunya/sondakika/12.03.2010/1210411/default.htm

Melih Gökçek ve Bir Manipülasyonun Analizi

Ankara'da ki toplu taşıma araçlarına yönelik meşhur indirimden sonra malumunuz belediye başkanımız Melih Gökçek her bulduğu fırsatta ağlıyor. Sürekli olarak bir yandan şöyle zarar ediyoruz böyle zarar ediyoruz diye mağdur edebiyatı yapıyor diğer yandan seferlerin sayısını azaltmak zorunda kalacağız diyerek aba altından sopa gösteriyor. Benim bütün bu açıklamalarda ilgimi çeken ise bugün Akşam gazetesine yaptığı açıklamanın bir bölümü oldu. Başkanımız diyor ki, "2003 ile 2010 arasında enflasyon farkı %124,5 ama buna karşılık Ankara Belediyesi'nin yapmış olduğu zam yüzde 85; yani enflasyonun yüzde 40 altında. Böyle olmasına rağmen fiyatların yarı yarıya düşürülmesi ister istemez bizi çıkmaza sokuyor". Ben enflasyonun %124,5 artmasına takıldım ve TÜİK'in sayfasından enflasyon rakamlarıyla karşılaştırdım ve BİNGO sonuçta Melih Gökçek'in kullandığı rakamın yanlış olduğu ortaya çıktı. Bir kere Gökçek 2003 yılının fiyatlarına dönüldü diyor ama doğrusu 2004 olacak çün

Kadın Erkek Farkı

Resim
Burası Ankara'da bir ofis. Aynı odada 3 kişi çalışıyor (biri burada görünmüyor). Pencere kenarında karşılıklı 2 masa var. Sağdaki masada bir kadın çalışıyor, soldaki masada ise erkek. Aradaki on farkı bulabilir misiniz? 1. Sağdaki masanın sahibi sadece pencere ile yetinmemiş, o boş duvarı bir de tablo ile süslemiş. Solda ise bu tür çabalardan eser yok. Duvar kendi benliğiyle başbaşa sadece duvar olarak kalmış. 2. Sağdaki masada bir takım çalışma izleri bulmak mümkün. Dosyalar, kağıtlar, notlar. Soldaki masada tek bir dosya var o da varlığıyla kalmış herhangi bir hayat belirtisi yok. 3. Sağdaki masada yaşam izleri bulmak mümkün. Anlaşılan burada oksijen ve su bulunmuş durumda. Masadaki saksıdaki çiçekle yetinilmemiş vazoda da günlük çiçekler var. Soldaki masaya bakmaya vicdanım elvermiyor. Saksıdaki tüm yaşam izleri silinmiş. Ama ibret alınması ve masaya bir daha bu tür saldırılar (çiçek, bitki gibi yaşayan varlıklar) olmaması için kurumuş bitki kalıntıları (cesetten parçalar) özen

Bir Turnosol Kağıdı Olarak Selma Kavaf'ın Açıklamaları

Resim
AKP'nin kadından sorumlu bakanı Selma Kavaf verdiği röportajın bir yerinde eşcinselliği bir hastalık olarak gördüğünü ve eşcinsellerin tedavi edilmeleri gerektiğini söylemiş. Bununla ilgili 2 gündür medyada yorumlar yapılıyor zaten. Genelde bakanın bu söylemi eleştiriliyor. İyi de yapılıyor. Yalnız ben burada başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bu olayın turnosol kağıdı etkisi yarattığını düşünüyorum. Eşcinsellere hastalıklık insan muamelesi yapmak, adını tam koyarsak, faşizan bir bakış açısıdır bence ve her kendini demokrat olarak adlandıran insanın karşı çıkması gereken bir durumdur. Medyada benim görebildiğim kadarıyla özellikle kendini liberal olarak adlandıran ve ancak kendine liberal olan kimselerden bu konuda herhangi bir ses çıkmadı. Çok önemsememişlerdir bu açıklamaları, argümanını da doğru bulmuyorum. Çünkü yapılan ne olursa olsun insan hakları ihlalidir ve bu konuda çok! duyarlı olan insanlardan ses çıkmamıştır. İkinci olarak iktidar partisinden benim duyduğum her

Yalçın Doğan, Enflasyon, TÜİK

Ekonomiden hiç anlamayıp, ekonomi yorumu yapan köşe yazarlarına acayip gıcık oluyorum. Çoğu tamamen ideolojik olarak ya hükümet lehine ya da hükümet aleyhine yazmak için rakamların işine gelen kısmını alıyor veya yalan yazıyor. Daha önce dediğim gibi birlikte öneriyoruz kısmındaki ekonomiturk blogu bu işi yapanları çok güzel bir şekilde deşifre ediyor. Benim bugün bu yazıyı yazmamın sebebi ise Yalçın Doğan adlı Hürriyet gazetesindeki köşe yazarının enflasyonun hesaplanması ile ilgili yazdığı abuk subuk yazı. İlgilenenler için linkini aşağıya koyuyorum. Yazısının başlığı "Kaş aldırma, deve eti, matkap vaziyeti". Aklı sıra Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) hesapladığı enflasyonla ilgili olarak enflasyon sepetinin içindekilerle dalga geçiyor. Yok neymiş efendim böyle enflasyon mu hesaplanırmış ona neymiş matkap fiyatından esas günlük tüketim ürünlerindeki artışa bakmak lazımmış vs. Bir de her malın ağırlığı aynı mı olurmuş, günlük tüketilen ile aylık tüketilen farklı olmalıymı